15 Nisan 2012 Pazar

Rejim Üniversitelerinin Ahlaksız Teklifi


Geçen gün bir mesaj gönderen bir site okuru bir noktada (nereden duymuşsa) benim lisans ve sonrasında sadece yurtdışında eğitim gördüğümü ifade etmiş. Doğru değil. Lisans eğitimimi Türkiye’de aldım, ondan sonra yurtdışına çıktım. Şimdiki aklım olsa lisans eğitimim (ve mümkün olsa daha öncesi) için de kesinlikle yurtdışına çıkmak isterdim ayrı konu… Ama bu mesaj vesilesiyle, diplomamı aldığım gün aklıma geldi.

Mezun olduğumuzda hepimize mezuniyet belgesi gibi bir şey vermişlerdi. Yüksek lisans başvurularında o belgeyi kullanmıştım, zira diplomaların hazırlanması nedense bir iki sene sürmüştü. Ancak ben bu sürecin ardından birkaç sene daha okula uğramamış ve neden sonraTürkiye seyahatlerimden birinde fakülteye giderek diplomamı almak istemiştim. O gün gerekli bütün işlemleri tamamladıktan sonra, öğrenci işlerindeki memurlar diplomamı vermeden önce, son olarak, yemin etmem gerektiğini söylediler. Şöyle ki, ofisteki dolaplardan birinin üzerine bantla bir yemin metni yapıştırmışlar. Bir elini havaya kaldıracaksın ve eğitimin süresince öğrendiklerini (özetle) Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı gelecek şekillerde kullanmayacağına dair yemin edeceksin! Bu şekilde biat etmen karşılığında da sana diplomanı verecekler!
Ne kadar belli ettim bilmiyorum, ama kayıtsız ifadelerle benden böyle bir talepte bulunan bezgin suratlı devlet memuresini ve dolaba yapıştırılmış o metni görünce tepem attı. O öfkeyle bir elimi havaya kaldırıp ilgili metni çok ama çok hızlı bir şekilde ve malum yerlere geldiğimde kelimeleri hepten yuvarlayarak okudum. Sonra da diplomamı memurenin elinden aldığım gibi oradan ayrıldım.
Kendine zerre kadar saygısı olan bir insanın hangi düşünceden olursa olsun böylesine ahlaksız bir teklife tepkisiz kalabileceğini düşünemiyorum. Şöyle ki, hem tanımı gereği farklı perspektiflerin birbirleri ile olan ilişkileri üzerine bina edilmiş olan ve ancak bu şekilde gelişebilen siyaset bilimi, ekonomi, felsefeya da sosyoloji gibi branşlarda eğitim sunacaksın, hem de bu eğitimi verdiğin insanlardan tek bir şekilde düşünmelerini, tek bir ideolojiye sadık kalmalarını bekleyeceksin! Dahası, mezunlarından sadece bugünlerini değil, geleceklerini de bağlamalarını isteyecek, yani ömürleri boyunca düşüncelerini değiştirmemelerini, aynı sabit fikir ile beyinlerini zincirlemelerini talep edeceksin! Ve bu düşünce de, öleli 70 yıldan fazla olmuş, söz konusu alanların hiçbirinde formal bir eğitimi olmayan, (yıllardır halka söylediğin yalanların aksine) düşünceleri Edirne’nin ötesinde hiçbir yerde ciddiye bile alınmayan eski İttihatçı bir devrimci askerin düşünceleri olacak!
Küstahça, “Elini kaldır, bağlılık yeminini et, yoksa diplomanı vermem!” diyeceksin. Ama böyle yaparak aslında nasıl da ağzından çıkan söze saygısı olmayan, karaktersiz, kaypak bir insan tipolojisi üretmekte olduğunu da umursamayacaksın.
Bütün bunlar, “Bana ruhunu sat” demekten başka hiçbir anlama gelmez.
Serdar KAYA
4 EYLUL 2009

j

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder